Modern Çağın Hastalığı “Kronik Yorgunluk”
Life style May 31, 2018
Teknolojinin gelişmesi ile masa başı olarak tabir ettiğimiz işlerin yaygınlaşması, bir çok hastalığı da beraberinde getirdi. Bunlardan en çok görüleni kronik yorgunluk sendromu, sizde de olabilir. Belki de daha önce adını hiç duymadığınız bu hastalığı, uzun yıllardır üzerinizde taşıyor olabilirsiniz. En iyisi bu yazımıza bir göz atın.
Belirtileri neler?
Sabah uyandığınızda parıldayan güneşi selamlayıp, çiçeklerin kokusunu içinize çekmek yerine alarmı 5 dakika mı, yoksa 10 dakika mı erteleyeceğinizi hesabını yapıyorsanız, en az 5-6 aydır geçmeyen sürekli yorgunluk hissi varsa, baş ve kas ağrısından muzdaripseniz ve üstüne bir de yoğun çalışma temposuna sahipseniz büyük ihtimalle kronik yorgunluk sendromuna yakalanmışsınız demektir. Hayat kalitenizi bir hayli düşüren bu hastalık, tahmininizden çok daha fazla kişide bulunuyor.
Masa başı olarak tabir edilen işlerin yaygınlaşması, şirketler ve günlük stres başta olmak üzer bir çok sebepten kaynaklanan kronik yorgunluk sendromu, tedavisi olmayan bir hastalık değil. Gündelik yaşantınızda yapacağınız bir kaç değişiklik ile kronik yorgunluk sendromunun üstesinden gelebilirsiniz.
Nasıl etkiliyor?
Kronik yorgunluk sendromu pek sinsi yaklaşan bir hastalık değil. Yaşam tarzınızın farklılığından, uyku döngünüzden kronik yorgunluk sendromunun geldiğini anlayabilirsiniz.
Hastalığın en büyük etkisi, kişinin yaşam enerjisini emmesidir. Her ne kadar dışarıdan mutlu gibi gözükseniz de, çok kısa bir mesafeyi bile yürüdüğünüz zaman nefes nefese kalıyor, vücudunuzun her yerine iğneler batırılıyor gibi hissedersiniz.
Geceleri 7 saatten fazla uyumanıza rağmen gündüzleri kısa şekerlemeler yapar ya da sürekli esnersiniz. Hiç bir şekilde hareket etmek, işe gitmek ya da günlük rutinlerinizi yapmayı bile istemezsiniz. Bu gibi sebepler, hastalığın hayat standartlarınızda büyük bir düşüş yaratmasına sebep olur.
Tedavisi Var mı?
Güzel haber, kronik yorgunluk sendromunun tedavisi var ve o kadar da zor değil. Eğer kronik yorgunluk sendromuna sahip olduğunuzu düşünüyorsanız, ilk önce kendiniz tedavi etmeye çalışmalısınız. Eğer birazdan anlatacağımız yöntemler işe yaramazsa, psikiyatristinize gözükmenizde fayda var. Yaşadığınız yorgunluğun ve halsizliğin sebebi çok daha ağır, ilaçla tedavi edilmesi gereken bir depresyonolabilir.
Bu tarz rahatsızlıklarda ilk yapmanız gereken şey, hayatınızı düzene sokmak. Sağlıklı beslenme, kaliteli, güzel bir diyet bulma ile işe başlayabilirsiniz. Sonrasında ise uykunuzu düzenlemeli, her gün belirli saatlerde yatıp, belirli saatlerde kalkmalısınız. Uykunuzun kalitesi de burada önemli bir etken. Doğru yatak seçimi, deliksiz, rahat bir uyku, kronik yorgunluk sendromunu yenmenize yardımcı olacaktır.
Uzmanından Yorgunluk Tedavisini Dinlemek İçin TIKLAYIN
‘Yorgun Görünüyorum’
Medikal estetik uygulayıcıları bu sözü günde birkaç kez duyar. Cildin elastikiyetinde azalma ve volüm kaybı kırışıklıklar göz çevresinde oluştuğunda, bunlar bizi yorgun gösterir. Yapılan çalışmalara göre bu alanda 2015’de enjeksiyon ile yapılan tedaviler % 21 oranında arttı. Botilinum toxin A, hyalüronik asit, dermal dolgu uygulamaları cerrahi olmayan prosedürlerde listenin başında yer alıyor. Hastaların birçoğu cerrahi işlem istemiyor. Görüşmelerde görülüyor ki göz çevresindeki problemler; gevşemiş cilt, göz altı torbaları, çökük ve mor göz altları, sarkmış göz kapağı, düşük kaşlar, kırışıklıklar şeklinde karşımıza çıkıyor. Göz altı morluklarının nedeni kalıtsal bir özellik de olabilir, yorgunluk ve uykusuzluk da. Yaş almayla birlikte cilt kollajenini kaybeder daha ince ve daha saydam olur. Bu da cilt altındaki koyu renk damarların daha çok ortaya çıkmasına neden olur. Anemi ve kanda oksijen azlığı da diğer bir nedendir. Göz altı torbaları uyku yoksunluğu, diyet, alkol ve sigara kullanımı, alerjiler, lokal su retansiyonu hipertiroidi, periorbital cellülit nedeniyle gelişebilir.
Tedavi Seçimi
Uygun bir tedavi planı hazırlamak önemlidir. Hastalar çoğunlukla neye ihtiyaçları olduğunu bilmezler ama neyi istediklerini bilirler. Uygulayıcı, hastayı iyice değerlendirip asıl sebebi ve kişiye özgü ihtiyacı belirleyip, fizyolojik özelliklerine göre tedaviyi planlar. Tedavi seçimi yaşa da bağlıdır. Genç ve orta yaş grubunda dolgular güzel sonuç verir. Bu hasta grubunda dolgu ile gözaltı bir miktar hacim kazanıp aydınlanır. Daha ileri yaşlarda ise daha çok ve daha agresif tedaviler gerekir. Bazen cerrahiye ihtiyaç duyulur. Ama cerrahi olmayan uygulamalar da yüz güldürücü sonuçlar verir.
Tedavi Seçenekleri
Birçok uygulayıcı dermal dolguları tercih eder. Bu uygulama göz altı morluklarında etkili ve güvenli bir tedavidir ancak doktorun tecrübesi ve bilgisi çok önemlidir. Dolgu ile yumuşak doku volümü artar, kırışıklıklar ve mor halkalar kaybolur. Mezoterapi, karboksiterapi gibi seçenekler de vardır. Mezoterapi göz çevresi nemini artırır, kollajen sentezini uyarır, serbest radikallerin ve melanin pigment oluşumunu engeller. Mezoterapi hücre hasarının tamirine yardımcı olur. Cilt matrixinin bozulmasını yavaşlatır. Glikasyonu inhibe eder. Göz altı torbalarında fazla sıvı birikimini engeller. Karboksiterapi ise gözaltı morluklarını azaltır. Çok az bir miktar ve çok düşük bir basınçla enjekte edilir. Kapiller damarlardan daha fazla oksijen gelmesini sağlar. Toxinlerin atılımına yardımcı olur. Herhangi bir yan etkisi yoktur. Sadece birkaç saat hafif bir kızarıklık olabilir. Tedavi öncesi ve sonrası 48 saat alkol alınmamalıdır. Aspirin ve vitamin hapları da kanama riskini artırır. 24 saat egzersiz yapılmaz. 2 hafta masaj yapılmaz. Tedaviden birkaç saat sonrasına kadar makyaj yapılmaz.
Yenilikler:
Triple eye boost tekniği: Prp + Mezoterapi + Dolgu
Plasma teknolojisi : Ameliyatsız göz kapağı estetiği.
Göz çevresi gençleşmesi ileri teknikler, tecrübeli ve bilgili ellerde çok güzel sonuçlar ortaya koyar. Yeni teknikler, yeni yaklaşımlarla her zaman daha güzele ulaşmak ve güzel kalmak mümkün. Yıllar geçsin siz hep güzel kalın.